Kaç defa vurdun başını dünyanın kara duvarına
Şorlamak bahsinde ustalıklar edindi kanın, beter
Beklentin: Bir şifacı gelir öperek susturur akanı!
Hayır, olmadı, bir vahşi pars parçaladı bekleyişi
Dalgınlık büyüten gözlerinden derin ısırdı say ki
Pamuk olduğuna çok tanıklık ettin de taşın
Taşa dönüşmesine alışamadın insanın, yazık ki
Tan eğnine güneş giydirmenin kavgasında ellerin!
Anladın: Avucundaki saklı, değilmiş ışık salkımı!
Bekleyiş bahçesinde yanan, teveğin /üzümünmüş
Bu dağlarda ceylan koşsan, şaki seni vursaymış
Canın günlerden taşan ırmak olsaymış, öyle çağıl
Çağcıl yangın? Yeryüzünü baştan uca saranmış
İşbu halde herkes kendi derdiyle oyalanmış, vay ki
Ziyan yetersiz sözcükmüş yitikleri anlatmaya.






